1 Eylül 2008 Pazartesi

Tesadüfler ve hayat...

Vladimir'den Aydan Atlayan Kedi'ye, ondan BuzCevheri'ne ve ondan Cevval Portakal'a, Cevval'den de bana gelen mim üzerine ben de boş bırakmayayım dedim. Konumuz tesadüfler. Daha doğrusu konunun aslı "Hayatınızda tesadüflerin yeri nedir?"

Şahsen evrende hiçbirşeyin tesadüf üzere yaratılmadığını, biz anlayamasak bile herşeyin bir sebebi olduğunu düşünüyorum. Evrenin düzeni ve yasaları, tesadüf faktörüne yer bırakmayacak kadar nettir.Bu nedenle karşıma çok şaşırdığım bir tesadüf çıksa bile, ben üzerinde düşünmeyi tercih ederim. Çünkü bu tesadüfün altında yatan bir sebep ve anlam olmalı, ben de bu tesadüfte hangi rolü hangi nedenle aldığımı anlamaya çalışırım.

Bazı tesadüflerde, Cevval'ın başına geldiği şekilde, biz sadece aracıyızdır. Bir olayın gerçekleşmesine aracılık ederiz. Bazıları ise direkt bizim başımıza gelir ve başkaları aracıdır.

Hiçbirşey tesadüf değildir, belli bir olayın öncesinde veya akabinde, yani birşeyin nedeni ve sonucu olarak oluşurlar. Bunu sadece biz göremeyiz. Bir şehrin algılanması üzerinden örnek verelim. Biz yerden yukarı bakıyoruz, ve etrafımızdaki binaları görüyoruz. Bu nedenle sadece kendi çevremizde olan olaylardan haberdarız. Ama biri şehrin yukarısından bakıyorsa, bizden çok daha fazla şeyler görebilir, tüm şehri izleyebilir. Olaylar da aynı bunun gibidir, bizim algı kapasitemiz çevremizle kısıtlı olduğu için, bütün içinde olayın yerini göremeyiz, bu nedenle de anlayamayız. Evrende oluşan olaylar çok karışık bir yapıya, algoritmaya ve örgüye sahiptir. Buna benzer bir konu Kelebek Etkisi ve Serendipity filminde de işlenmişti. Her olay birbirine bağlıdır, belirli bir nedenle oluşur ve birbirini etkiler. Özgür iradeyle verilmiş kararlar bazen olayların oluşmasını geciktirebilir veya öne de alabilir.

Bazen başıma öyle olaylar gelir ki, kırk yıl düşünsem nedenini anlayamam. Ancak aradan uzun zaman geçtiğinde, o olayın başıma neden geldiğini yavaş yavaş anlamaya başlarım. Çünkü birşeyin olması için, önce onu hazırlayacak şartların oluşması gerekir. Evren de herşeyi mucize gibi önümüze koyamayacağı ve bazı kurallarla işlediği için, birdenbire konuyu önümüze koymak yerine aracılar ve olaylar kullanır. Bazen birşeyin olması için zaman da doğru olmayabilir, daha zamanı gelmemiştir. Herşey, doğru zamanda gerçekleştiğinde anlamlı olur.

Tesadüf gibi görünen bir karşılaşma ile tanıştığım birkaç insanla daha sonrasında sohbetimiz derinleştiğinde, kafalarındaki sorulara karşı kendimce verdiğim birkaç cevap üzerine, hayatı boyunca aradıkları basit cevabın bu olduğunu anladıkları zamanlar oldu. Veya tanıştığım bir insanı, başka bir insanla tanıştırdığımda, birlikte çok büyük işler yaptıkları zamanlar oldu. Benim bu olaylarda tek rolüm aracı olmaktı, evren beni aracı kıldı. Birilerinin bir kayıp bir cevabı bulmasına, birilerinin ise bir başka birileriyle tanışmasına aracılıktı bu.
Hayat göründüğü gibi değil, başımıza gelen herşeye bir işaretmişcesine yaklaşarak, ardındaki anlamı çözmeye çalışmamız gerekiyor. Evrenin bir dili yok, direkt olarak olaylar ve insanlarla sinyallerini gönderiyor.

"There are no coincidences, only the illusion of coincidence."

Mim'i Mental Masturbasyon -MeGu ve Pretty in Think ve Bitli Limon 'a aktarıyorum.

5 yorum:

Official Editor dedi ki...

bir belgeselde duymuştum; " doğada herşeyin bir nedeni vardır..." yazının tamamını okurken, aklımın bir köşesinde bu vardı..kendimce ana fikir yaptım bunu :) eline sağlık :)

๑ ★ prettyinpink ★ ๑ dedi ki...

arzucan! =)

cuma günü doğumgünüm, o geçsin mutlaka mim e katılacağım. zira en son teee ne zaman goddess artemis sağulsun mimlediydi, o zamandan beri kimsenin mim filan gönderdiği yok. =/

sağolasın düşündüğün, gördüğün için. yirim =)

Arzu dedi ki...

pinky, simdiden mutlu yillar ! :-)

Veli KOCATÜRK dedi ki...

Anlamlı bir yazı olmuş elinize sağlık. Her rstlantıya tahamğl edebilecek bir gücümüz olsa sonuçları da güzel oluyor. ama insanız işte bazen beklemek yoruyor bazen de işimize gelmiyor...

Adsız dedi ki...

Gerçekten tesadüflerle mi yaşıyoruz yada herşeyin bir açıklaması varmı? Bu aralar bende bu soruya takıldım. Sanırım bu düşünce izlediğim Lost filminin etkisi de olabilir.
Olabilirmi?
Selamlar.