25 Temmuz 2008 Cuma

Nostalji zamani - 80’ler



Özal dönemi çocuğu olmak, herşeyin ilkine şahit olmak, herşeyin kıymetini bilmek, varlığı da yokluğu da tanımak, dostlukların değerini bilmek, çocuk gibi çocuk olmak, saflıkla ve yardımseverlikle dolu aileler ve komşularla yaşamak, renksiz televizyonu bilmek, yalan-dolandan korkmak, Adile Naşit'le Uykudan Önce'yi seyredip öyle uyumak, sokakta çocuklarla oynamak, aile fotoğrafları çektirip duvara asmak, ihtilal zamanının karartma gecelerinde korkuyu yaşamak, suyun kuyulardan çekilişini görmek, mahallede bile anneye çiçek toplayabilmek, annelerin zaman zaman evde ebelerle doğum yapması, ineklerin anadol otomobilleri yiyebildiğini görmek, şu anki meşhur müzik gruplarının maymuna benzer eski hallerini bilmek, balon etekler giymek, büyük gözlükler takmak, kelebek tokalar takmak, kızların saçlarını 2 kafa kadar kabarık yapması, okula giderken eteğin diz altında olması ve saçların örgülü olması, edep-haya kavramlarına daha çok aşina olmak, anne-babayla misafirliğe gitmek, yılbaşında ailece dansözün çıkışını beklemek (niyeyse? :-)), acid-rap furyasının çıkışına şahit olmak, Blue Jean dergisi almak için sırada beklemek, yapıştırmalarını her yere yapıştırmak ve posterlerle odayı doldurmak, Freddy Mercury'nin hala yaşıyor ve konser veriyor olması, Atatürk'ü anmayla ilgili her bayramda ağlamak, siyah önlük ve beyaz kolalı yakalar giymek, öğretmenlere karşı saygıyla karışık korku duymak, okumayı ve yazmayı ilk öğrenince ilk olarak öğretmenin adını yazmayı öğrenmek, sebze-süt-yoğurt-dondurma almak için mahalleden geçecek satıcıları beklemek zorunda olmak, Nescafe'yi sadece Almanya'ya gidip gelenlerin evlerinde görmek, okul servislerinin olmaması ve okula genelde yürüyerek gidip gelmek, çay partileri yapmak, dogumgününü annenin yaptığı pastayla evde arkadaşlarınla kutlamak, genç kız gibi genç kız, delikanlı gibi delikanlı olmak...

Yazar : Arzu Kaner ( Izinsiz kullanılamaz )

4 yorum:

Remomythe dedi ki...

:)bütün yazılarına tek tek yorum yazmak isterdim , son derece güzel seçilmiş ve kaleme alınmış konular...
bakabildiğim kadarına baktım.. umarım daha geniş bir zamanda tekrar dönüp okuyamadıklarımı da okuyabilirm... nostaljinin ağır bastığı yazılarınız çok ilgimi çekti doğrusu..bazen geriye dönüp bakarım.. o trt radyolu günlere , bugünkü teknolojiden yoksun ama yaşama sevincinin ve umtuların daha güçlü olduğu zamanlara özlem duyarım..sanki yaşanmamış gibidirler.. sinema şeridi gibi sisli puslu akıp gider gözümün önünden.."Şu kelime dökülür dudaklarımdan :
- ah bir çocuk olsaydım... Dizmdeki yarayı en büyük acı sansaydım...
Bize göre pek çok imkanlara sahip ama bir çok tat ve değerden örften yoksun çocuklarımızın yerinde olmak istermiydim... cevap veremiyorum...

Remomythe dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

Vuuuuu! Süpersin bee Arzucum! Senin Mağaranda ne kadar şey var öyle!

Nostalji ne güzel birşey! Gerçi biraz hüzünlü ama. Uyku saatini, anadolu yiyen inekler birde keçiler olurdu :)

Birgün fener alıp gezicem içerisini sen yokken! :)

İyi haftasonları canım.

Arzu dedi ki...

her ikinize de cok tesekkur ederim :-) aklima geldikce devam edicem nostaljilere cunku cidden cok ayri bir tadi var di mi :-) Mesela kutu kolanin TR de ilk ciktigi zamanlari hatirlasaniza :-)