7 Ağustos 2008 Perşembe

Barış nedir sevgili?...


Herkesin savaş hayalleri kurduğu bir dünyada, mümkün mü barışı tanımlamak ?

Barış, dünyadaki en büyük ütopya.
Çünkü dünya barışının gerçek anlamını veya nasıl sağlanacağını kimse bilmiyor.
Çünkü herkesin çıkarları mutlaka bazı noktalarda çakışıyor.

Hiçkimse kendi kendiyle bile barışık değilken, nasıl toplumlar birbiriyle barışık olabilsin ki?

Aynı 1. Dünya savaşı'nda Hans Leip'in besteleyip, Lola Andersen'ın seslendirdiği "Lili Marleen" şarkısı gibi, savaşa giden sevdiğini fenerin altında bekleyen kızın öyküsü gibi...Birbiriyle savaşanların bile ortak "umut" şarkısı olmuş Lili Marleen, düşman olmalarına rağmen hepsinin dinledikleri ortak şarkıymış. Umudun şarkısı daha sonra birçok dile çevrilmiş ve birçok kişi tarafından seslendirilmiştir.Biz genelde bu şarkıyı Marlene Dietrich'ten biliriz. Bu şarkı için Almanya Langeoog'ta dikilmiş bir heykel bile bulunmaktadır. Şarkının temsil ettiği umut, barış umududur ama sonuçta hiçbir zaman iki taraf için de barış sözkonusu olamaz.

Akgün Akova'nın barış üzerine yazmış olduğu "What is peace my love" şiiri kadar barışa dokunabilmiş olan var mıdır acaba?

"barış nedir sevgilim
biliyor musun
bir köprü müdür üstüne gölgeler düşünce çöken
halka açılamadan batan bir şirket
iki savaş arasında verilen çay molası mıdır barış
yoksa
hurdacıya söylediği son sözler mi
bisikleti vurulan bir çocuğun

söyle sevgilim
Einstein'ın Roosevelt'e yazdığı mektup mudur barış
Lozan'dan gelen telefon mu Mustafa Kemal'e
çöplerini bilimin süpürdüğü bir sokak mıdır barış yoksa

söyle sevgilim
de ki
tünediği balkon uçuruma düşen yavru bir kuştur barış
saatçiyi hapse attıkları için kurulamayan bir meydan saati
ayağımızdaki paslı çiviyi bacağımızı keserek çıkaran bir melek
de ki
aptalların türküsü
oyuna getirilenlerin ülküsüdür barış
dişleri sökülmüş Asya kaplanıdır kapitalizmin sirkinde

de ki sevgilim
içine bayat pil konmuş el feneridir barış
fosforlu izleridir bayrakların üzerinde gezen salyangozların
barış düşsel beyaz buluttur bir kaleye çarpıp dağılan
kör bir toplumun tehdit dolu yazılarla kirlettiği bir defterdir barış
kendinde bulamayıp başkalarında aradığıdır insanın
barış
halkının üzerine devrilen bir devlettir zor dönemeçlerde
açılmadığı için posta kutusunda ölen bir mektuptur barış
patlayıp seyircileri öldüren bir futbol topudur son dakikada

bunların hiçbiri
hiçbiri değilse barış
söyle sevgilim
savaşın düş kurduğu yerlerde
hangi yüzsüzün uydurduğu bi' sözcüktür
şu dillerden düşmeyen barış..."


Yorumsuz dizeler....
Ama biz savaşmaya devam edelim, çıkar çatışmalarından, petrol ve enerji kavgalarından bir türlü başımızı kaldıramadığımız bu dünya, yavaş yavaş kendi sonunu hazırlıyor nasılsa.
Biz yapmasak da, doğa alacak intikamını insanlardan, dünyada bunca afet, felaket sürüp giderken, elbet birgün tabiat ipleri eline alacak...Ormanlarımız göz göre göre yanarken ve biz sadece seyrederken, petrol için birçok ülke yağmalanırken, ozon tabakası bizim kullandığımız kozmetikler nedeniyle eriyip giderken, buzullar global ısınma nedeniyle erirken ve eriyince piyasaya çıkacak olan yüzyıllar önceden içinde saklanmış ölümcül virüsleri içinde taşırken, hepimiz biyolojik silahlarla uğraşırken, çok lazımmış gibi insan klonlamaya çalışırken, dünyanın yarısı açlık ve su sıkıntısı içindeyken biz homini gırtlak midemizi ve alışveriş sepetimizi hırsla doldururken, alınanların yarısını da yiyemeyip çöpe atarken ve kapımızda ha geldi ha gelecek derken İstanbul depremini beklerken, biz savaşmaya devam edelim...

En azından İstanbul depreminden birgün sonra herkesin tüm çatışmaları unutup, çok kısa bir süre için bile olsa birbirine kenetleneceğinden eminiz... Çünkü birşeyleri anlamak için, hem mikro hem de makro anlamda mutlaka başımıza bir felaket gelmesi gerekiyor...

Einstein'ın da dediği gibi : "3. Dünya Savaşı, bombalar ve tüfeklerle değil, taş ve sopalarla yapılacaktır."

Hepimize geçmiş olsun...

1 yorum:

Official Editor dedi ki...

"Barış sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların
sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın"


başka bir dünya mümkün :)

sen - ben - o - biz sayesinde :))