9 Ağustos 2008 Cumartesi

Artan Arkadaşlık Siteleri


Dün Mental Masturbasyon MeGu’nun Ronaldinho çevikliğiyle karşılayarak bana gönderdiği mim üzerine, aynı başlıkla yazıyı yazıyor ve pası karşılıyorum :-) MeGu olayın ekonomik boyutunu ele almış, bana da psikolojik ve toplumsal yönden konuyu irdelemek düşüyor :-)

Tanışma ve network siteleri malum her geçen gün artıyor ve artmasıyla birlikte çeşitli kategorilere de ayrılmaya başladılar.

Buradan yola çıkarak 2 ana kategoriye ayırmamız mümkün gibi görünüyor:
1- Business networking siteleri
2- Social networking siteleri
2.1 Sosyal aktivite ve topluluklar
2.2 Sadece arkadaşlık ve flört siteleri

Öncelikle business networking ile ilgili olan siteler arkadaşlık sitelerinden tamamen ayrılıyor. Her ne kadar bu siteler de zaman zaman bu gibi amaçlara alet edilmeye çalışıldıysa da, böyle bir girişim karşısında site yöneticilerinin müdahalesi ve abonelik iptali ile konu biraz kontrol altına alınmış gibi görünüyor. Bu sitelerde de elbette yeni insanlarla tanışmak ve ilişkilerin geliştirilmesi mümkün, fakat sitenin gerek kullanım araçları, gerekse forumları itibariyle ana amacı flört değil.

Sosyal siteler ise genellikle belli grupların internet üzerinde yapılanmasıyla oluşmuş ve sonra bir şekilde dışarıya açılmış olanlar var. Bunların ana amacı daha sosyal bir ortam yaratmak, işi sadece sanal ortamda bırakmadan sürekli buluşmalar, aktiviteler düzenlemek gibi şeyler sayılabilir.

Arkadaşlık siteleri ise, nedense ben buna tam arkadaşlık diyemiyorum, genelde yüzde sekseni flört veya cinsel amaçlarla kullanılıyor. Buna diyeceğim birşey yok çünkü herşey arz ve talep meselesi, eleştirmek de haddime düşmez. Bir de MeGu'nun unuttuğu bir 80630 sitesi var, bunlar davetiye veya referanssız içlerine almazlar. Nitekim kendilerini pazarlamanın yolunu da böyle bulmuşlar. Fakat bende tam ters etki yarattı, hiç üye olma isteği hissetmedim, hiç istek oluşmadı.

Facebook’u hepsinden ayrı bir kategori olarak özellikle incelemek istiyorum, onu bir arkadaşlık sitesi gibi görmüyorum, biraz nev-i şahsına münhasır bir yapılanma gibi görünüyor. Benim de Facebook’ta bir hesabım var ve gerçekten de uzun zamandır bulamadığım insanlara ulaştım. (bkz: ebemi de bulucam facebookta birgün:-) . Şimdi ortadaki polemiklerden biri şu ki, eğer insanlar birbirini bulmak isteseydi zaten bulur ve bu kadar zaman görüşürdü. Ama ben böyle düşünmüyorum, nice insanlar var ki çoktan bağlantımı kaybetmiştim bir şekilde. Çünkü hayat bu, belli olmuyor, bazen başka sorun ve öncelikler araya giriyor, irtibat kopuyor. Facebook’un kendimce suistimalini önlemek için, sadece gerçekten tanıdığım insanları listeme eklemekle önlem almış oluyorum. Aramızda birçok anti-facebook’çular da mevcut. Benim onlara karşı söylediğim tez şundan ibaret:
“Kalem bir araçtır, kalemle yazı da yazabilirsiniz, birine saplayıp adam da öldürebilirsiniz.”
Yani Facebook da bir araçtır sadece. Olan biten karşısında Facebook’un bir suçu yok. Sadece bu aleti kötü kullanan varsa, bu onların suçudur.
Kötü kullanmak da göreceli bir kavram. Örneğin eğer bir insan bu gibi siteleri başka amaçlar için kullanıyorsa ve bu taleplerini karşılayabilecek kitle de o ortamda mevcutsa, o halde ne için kimi, eleştirmek mümkün olabilir ki? Herşey insanların kendi seçimi, kendi yaşam tarzıdır. Elindeki aracı nasıl kullanacağın da sana bağlıdır.

Anti-Facebook’çuların bir diğer tezi ise, internette kendileri hakkında o kadar çok bilgi yayınlamanın sakıncaları ve kendilerini fişlenmiş gibi hissetmeleri. Ben şimdi sizlere şunu söylemek istiyorum, sizin tüm bilgilerinizin çeşitli yerlerce bilinmesi için sizce Facecook’a mı ihtiyaç var? :-) Geçti bitti herşey arkadaşlar, siz hiçbir şey yapmasanız da big brother is watching you :-) Already done ! :-) ( bkz: George Orwell - 1984 kitabı )

Ayrıca yaptığınız her hareketin sitede herkese ilan edilmesi konusuna gelince, sitede bazı ayarlar var, isterseniz kendinizi görünmez yapabilir, isterseniz hiçbir hareketinizin hiçkimseye gösterilmemesini sağlayabilirsiniz. Hayır sizin saklanmak için kendinize göre başka gerekçeleriniz varsa, o zaman o sizin bileceğiniz iş.

Sosyal sitelere üye olanların profillerini incelersek, bir genelleme yapmanın doğru olmayacağını düşünüyorum. Hepimizin bazı sosyal ihtiyaçları mevcut. Teknoloji ile birlikte iletişim sorununun bir bölümü hem giderildi hem de başka yeni sorunlar doğdu. Artık dünyanın her yerindeki herkesle istersek yazılı, istersek sesli, istersek görüntülü olarak internet üzerinden konuşabiliriz. Böylece elimizde her türlü iletişim imkanı doğmuş oluyor. Yeni sorun ise şu ki, iletişimini sadece internet ortamında sağlayarak, gerçek sosyal hayattan kopan karakterler oluşmaya başladı (bkz:geek) ve bunun da son derece sakıncalı bir durum olduğunu düşünüyorum.
Her sosyal statüden insanlar internette çeşitli sitelerde yazışıyor, bilgi veya ilgi alışverişi yapıyor. Kimileri kendi kimliklerini saklayarak, toplum baskısı nedeniyle gizlemek zorunda kaldıkları kendi karakterlerini gizliden gizliye yaşıyorlar.

Ben şahsen kendimden bahsedersem, benim gerçek hayatta da son derece aktif bir yaşamım var. Fakat Commodore 64 öncesinden bilgisayar dünyasına ve BBS döneminden internet dünyasına girmiş biri olarak, internetten de kopamıyorum. Ben interneti olabildiğince yararlı amaçlar için, bilgi alışverişi için, arkadaşlarımla görüşmek için, dünyadan haberdar olmak için, zaman zaman gerçekten can sıkıntısından kafa dağıtmak için kullanıyorum. Üyesi olduğum Facebook, Xing, Linkedin gibi sitelerdeki forumlarda, gerek işle ilgili gerekse sosyal yaşamla alakalı birçok kişiyle tanıştım ve bu insanların gerçekten de bana çok faydaları oldu.

İnternet dünyasında ve bu tip sitelerde elbette gerçekten kötü amaçlarla kullanan, insanları kandırıp dolandıran kişiler de mevcut. Ama bu maalesef gerçek hayatta da var, ama internette bunu kimlik saklayarak yapmaları daha kolay. Bundan korunmak için sadece biraz uyanık olmak yeterli.

Normal hayatlarında, gerek toplum veya aile baskısından, gerekse kişisel korkulardan dolayı, gerçek bir sosyal hayatı olamadığından, internette cirit adan fedailer de var. Bu düz yol fatihleri (normal trafikte düzgün araba kullanmayıp, bomboş yola çıkınca hızlanan yolların çakma efendileri veya doğan görünümlü şahin tiplemeli insanlar) her iki cinsten de olabiliyor. Bunların erkek olanları, değişik profil resimleri ve oradan buradan arakladıkları sözlerle oluşturdukları janjanlı profillerle kız peşine düşerler. Gerçekten çaresiz olanlar zaten buluşmaya da kalkmaz, sanal anlamda devam eder. Bunların kız olanlarını tespit etmek ise daha kolaydır. Internette sürekli erkeksi ve bol küfürlü konuşmalarıyla, harbi tavırlarla, gerçekten yaşayamadığı için bunca bahsettiği cinsel konuşmalarla kolayca kendilerini ele verirler. Bunların içinde gerçekten yansıttığı gibi olanlar da var mıdır, elbette vardır, ama maalesef bunları tespit etmek için ancak gerçek hayatta tanımak gerekir, başka yolu da görünmüyor. Ama bu tip bir yaşam tarzında kalmalarını da tamamen kendi suçları olarak görüyorum, insan isterse herşeyi yapabilir, yeter ki kendi istediği yaşamı oluşturacak cesaret olsun içlerinde... Dünyada herşeyin bir alıcısı var, birileriyle birlikte olmak için illa ki Cindy Crawford veya Brad Pitt gibi olmaya veya öyleymiş gibi davranmaya gerek yok, kendiniz gibi davrandığınız taktirde, bir şeyin "çakma"sına göre çok daha çekici olursunuz... Yeterince artist mevcut, haddinden fazla hatta, biraz doğal ve kendiniz olun yeter... Çaresizsen, çare sensin.

Diyorummm ve topu direkt olarak Zehirli Örümcek, Cevval Portakal ve Çelişki Analiz-Orpen'e atıyorum. Hadi bakalım, mim sizde :-) (bkz:mim kardeşliği)
:-)

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Daha önce bu sistemdeki birkaç pası tribünlere göndermiştim.Yazıdaki konu hakkında da alfabenin a'sı kadar bilgim yok.Bilişim bilgim eksilerde.Zaten blog temasının rezilliğinden anlayabilirsin.Bu yüzden ahkam kesersem ayıp olur.Ancak ekonomi-siyasi-güncel her konuda eleştiri yapabilirim.Siyahın beyaz olduğunu bile savunabilirim.(inanmazsan bak
memur maaşları yüksek diye makalem bile var ''e-konomist.net'')

Çelişki ihtiva eden konu varsa bildir.

Yine de sağol.

Arzu dedi ki...

Ah be Orpencim, attın tribüne demek :-) Bak MeGu da ekonomik yöneden incelemişti zaten. Hem sosyal mevzular bir bütündür, herşeyi içerir, sevinirdim analizini okusaydım yaa :-) Sonuçta incelenecek şey insan psikolojisi, seni de ilgilendirir :-). Neyse artık bir dahaki sefere :-)
Bu arada memur maaşları kısmına derhal bakıyorummm :-)

Adsız dedi ki...

Arzucum, çok güzel ve detaylı yazmışsın! Bize ne kaldı ki? :)

Dur bakalım neler çıkaracağız! :)

UzunPaslar dedi ki...

fazlasıyla detaylı bir yazı olmuş hatta hepsini okuduğum için de kendimi tebrik ettim.
yazının konusuna gelince; söylediklerinizde facebook konusuna tamamıyla katılıyorum. facebook bir nevi içerisine kendi izninizle batabileceğiniz bir bataklık gibi ne kadar gömüleceğiniz size kalmış.
diğer arkadaşlık siteleri fedai tiplere hizmet ediyor, oranın müşterisi de aslında neyle karşılaşacağını biliyor. yani alan razı veren razı durumu.