13 Temmuz 2008 Pazar

Bhagavad Gita-Tanrı'nın Ezgisi

Bhagavad gita, en eski Hint kutsal metinlerinden biridir, Sanskritçe yazılmıştır ve meşhur Mahabbarata destanındaki bir bölümdür. Mahabbarata çok uzun bir destandır ve Hintlilerce kutsaldır. Sembolojik dil kullanarak yazılmıştır.

Mahabbarata, görünüşte iki kavmin savaşını anlatır ve bu savaşta ele geçirilmesi gereken bir şehir vardır. Bu şehir insanın benliğini temsil eder. Bu şehri ele geçirirken, orduların başı Arjuna aynı zamanda kötü tarafta olan kendi akrabalarına karşı da savaşmak zorundadır, ki bu ona çok zor gelir. Tam savaş alanında, orduların önüne çıkar, arabasını Krişna sürmektedir ve aynı zamanda bir inisiye bilgedir. Krişna'nın onun arabasını sürmesinin sembolik anlamı, Arjuna'nın iyi tarafta olduğunun ve ona iyi güçlerin, tanrısal ilhamın eşlik ettiğidir. Savaşın başlaması için Arjuna'nın okunu atması gerekmektedir. ama bu anda cesareti kırılır ve oku atamaz. O anda Krişna Arjuna'ya bir konuşma yapar. Mahabbarata destanının bu bölümüne “Bhagavad-gita” denir yani “Tanrının ezgisi”. Krişna Arjuna'ya, sevdiği şeyler bile olsa eğer kötüyse bu savaşı başlatması gerektiğini anlatır. Eski metinlerde bu bölümü okumanın bir saat ama anlamanın ve sindirmenin bir ömür olduğundan bahsedilir. Krişna'nın bu uzun konuşmasından sonra Arjuna oku atar ve savaş başlar. Çünkü kişi kendi görevini icra etmek için hayattadır ve bundan kaçamaz, Arjuna'nın görevi de budur.

Bu destanda Arjuna'nın 99 kardeşi vardır her biri insanın bir zaafını temsil eder. Asıl anlatılmak istenen ana fikir şudur ki, insan kendi iç savaşını başlatmalı, nefs mücadelesini yapmalıdır ve sonunda iyi olan kazanmalıdır. Bu savaş er ya da geç zorunludur. Ve bu savaş elbette zordur çünkü belki en çok sevdiğiniz şeylerden vazgeçmek ve onlara karşı savaşmak zorundasınızdır. Sizin en çok hoşunuza giden şey belki de size en çok zarar veren şeydir.

Mahabbarata destanının sadeleştirilmiş ve kısaltılmış hali, Can Yayınları'ndan çıkmıştır. Normali İncil'in 12 katı kadar uzundur. Fakat okuyunca sanki bir roman okumuş gibi hissedersiniz, oysa ki sembolojisine girince sanki bir deryadır. Ve sonunda görülür ki aslında tüm kutsal metinler aynı şeylerden bahsediyor, sadece farklı bir semboloji ile..

Yazar : Arzu Kaner ( Izinsiz kullanılamaz )

Hiç yorum yok: